Haberler sayfasına dön

Son Haberler

29.03.2021 Güncel Haberler

29 Mart 2021 Pazartesi

ABD Başkanı Biden'dan, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a davet mektubu
ABD Başkanı Joe Biden, İklim Zirvesi daveti için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup gönderdi. Biden salgından etkilenen Türk vatandaşlarının acısını paylaştığını dile getirdi.
ABD Başkanı Joe Biden 22-23 Nisan'da online olarak düzenlenecek İklim Zirvesi'ne davet için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a bir mektup yolladı.
Edinilen bilgiye göre “Sayın Cumhurbaşkanı” hitabıyla başlayan mektupta, Biden “Size ve Türkiye Cumhuriyeti halkına en iyi dileklerimi iletiyorum.” ifadelerini kullandı.
Biden, Covid-19 salgınından etkilenen Türk vatandaşlarının, ailelerinin ve tüm halkının acısını paylaştığını dile getirdi.
Covid-19 salgınına karşı ortak mücadeleyi sürdürürken iklim değişikliği tehdidini gözden kaçırmamak gerektiğini belirten Biden, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı 22-23 Nisan’da çevrimiçi gerçekleştirilecek iklim temalı Liderler Zirvesine davet etti.
Biden, zirvenin, iklim krizine karşı ortak çabalar konusunda dünyanın en büyük ekonomilerinin liderlerini ve diğer küresel paydaşları bir araya getireceğini belirtti.
BEYAZ SARAY'DAN İKLİM ZİRVESİ AÇIKLAMASI
Beyaz Saray'dan yapılan yazılı açıklamada, "Başkan Biden, 22-23 Nisan'da ev sahipliği yapacağı ve çevrim içi düzenlenecek Liderler İklim Zirvesine 40 dünya liderini davet etti." ifadesine yer verildi.
Söz konusu zirvenin kamuya açık şekilde canlı yayınlanacağına işaret edilen açıklamada, Biden'ın göreve geldiği ilk gün, Donald Trump'ın ayrıldığı Paris İklim Anlaşmasına geri döndüğü anımsatıldı.
Açıklamada, liderler zirvesinde, iklim değişikliği ile daha güçlü bir mücadelenin aciliyetinin ve ekonomik yararlarının altının çizileceği aktarılırken, "Glasgow'da, kasım ayında toplanacak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı öncesi, bu zirve önemli bir kilometre taşı olacaktır." değerlendirmesine yer verildi.
 Biden'ın davet ettiği 40 dünya lideri listesinde, Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yanı sıra, Kanada Başbakanı Justin Trudeau, Çin Devlet Bakanı Şi Cinping, Avrupa Birliği Konseyi Başkanı Charles Michel, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Başbakanı Angela Merkel, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İngiltere Başbakanı Boris Johnson gibi isimler yer aldı.
Biden temmuz ayını işaret etmişti! ABD'de 'aşı pasaportu' hazırlığı
Washington Post gazetesi Biden yönetimi ve özel firmaların yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını nedeniyle kapatılan sektörlerin yeniden açılabilmesi için "aşı pasaportu" üzerinde çalıştığını yazdı.
Gazetenin haberine göre, aşı pasaportu girişimi ABD Başkanı Joe Biden'ın hayatın temmuzda normale döneceği sözünün ardından hız kazandı.
Washington Post gazetesine Biden yönetiminin söz konusu girişimi konusunda bilgi veren yetkililer, ücretsiz olması beklenen aşı pasaportlarının akıllı telefonlardaki uygulamalar üzerinden kullanabileceğini, akıllı telefona erişimi olmayanların ise basılmış aşı pasaportları taşıyabileceğini söyledi.
Öte yandan veri gizliliği gibi bazı sorunlarla da karşı karşıya olan yetkililer, sahte aşı pasaportu üretimini engellemek ve kolayca siber saldırıya uğramayacak bir sistem geliştirmek istediklerini ifade etti.
Fed temettü ve hisse geri alım sınırlamalarını haziran sonunda kaldıracak
ABD Merkez Bankası (Fed) temettü ödeme ve hisse geri alımı sınırlarını 30 Haziran sonrasında bankaların çoğu için kaldıracağını duyurdu.
Fed Başkan Yardımcısı Randal Quarles, bankacılık sisteminin direnç kaynağı olmaya devam ettiğini ve yapılacak stres testlerinden geçen bankaların normal çerçeveye döneceklerini, minimum zorunlulukların altında kalan bankaların ise 30 Eylül tarihine kadar sınırlamalara tabi olacağını söyledi.
Chicago Fed Başkanı Charles Evans ise, enflasyonun “istediğinden daha düşük” bir düzeyde olduğunu açıkladı ve enflasyonun hedef olan yüzde 2 düzeyine yükselmesi gerektiğine işaret etti.
Evans, "Enflasyonun yüzde 2,5-3'e yükselmesi beni endişelendirmez, ancak yüzde 3'den 4'e doğru giden bir enflasyon problem olabilir" dedi.
Richmond Fed Başkanı Thomas Barkin de enflasyonda hızlı bir artış beklediğini ancak normal seviyelere 2022 yılında dönüleceğini belirtti.
Barkin, "Arzda aksaklıklar, güçlü talep enflasyonun bu yıl artacağı anlamına geliyor, ancak işletmelerin çoğunun fiyat yaklaşımlarını değiştirmelerinin muhtemel olmaması nedeniyle zaman içinde yüzde 2 seviyesine geri dönecek" açıklamasını yaptı.
San Francisco Fed Başkanı Mary Daly, ABD istihdam piyasasının "kesinlikle hala zor bir durumda" olduğuna ve istihdamın hala COVID-19 öncesine göre 10 bin azalmış durumda olduğuna işaret etti.
Ekonomik büyümenin bu yıl hızlanmasının ve işsizliğin düşmesinin beklendiğini hatırlatan Daly, her Amerikalıya iş sağlandığından ve insanların yaşamlarına geri döndüklerinden emin olmaları gerektiğini vurguladı.
Atlanta Fed Başkanı Raphael Bostic, enflasyonda yakın zamanda büyük ir artış yaşanmasını beklediğini, ancak bunun uzun vadede ciddi bir etkisinin olmasını beklemediğini söyledi.
Boston Ekonomi Kulübü'nde konuşan Bostic, "Pandeminin enflasyonun ölçümündeki bazı fiyatlarda nasıl bir kargaşaya, tahribata yol açtığı dikkate alındığında enflasyon trendlerinden endişe etmiyorum" dedi.
ABD'de endeksler yükselişle kapandı
Dow Jones, yüzde 0,62 artışla 32.619,48 puana çıktı. S&P 500 yüzde 0,55 artarak 3.910,50 puana ve Nasdaq yüzde 0,12 artışla 12.977,68 puana yükseldi.
New York borsası, günü yükselişle tamamladı. Kapanışta Dow Jones endeksi, 200 puana yakın değer kazandı ve yüzde 0,62 artışla 32.619,48 puana çıktı. S&P 500 endeksi yüzde 0,55 artarak 3.910,50 puana ve Nasdaq endeksi yüzde 0,12 artışla 12.977,68 puana yükseldi.
Beklenenden iyi gelen ekonomik verilere rağmen ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell'ın sabah erken saatlerde yaptığı açıklamanın ardından güne düşüşle başlayan endeksler, gün içinde pozitif bir seyir izledi.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome, bu sabah Amerikan Ulusal Halk Radyosuna (NPR) verdiği röportajda, ekonomi toparlandıkça ve bankanın hedeflerine doğru önemli ölçüde ilerleme kaydedildikçe tahvil alımlarını azaltacaklarını belirtti.
Bunun uzun vadede faiz oranlarını yükseltmelerini de sağlayacağına işaret eden Powell, politika değişikliğine ilişkin sürecin mümkün olduğunca "kademeli" ve "şeffaflıkla" gerçekleşeceğinin altını çizdi.
ABD'de bugün açıklanan ekonomik verilere göre ise ülkede ilk kez işsizlik maaşı başvurusunda bulunanların sayısı, 20 Mart ile biten haftada piyasa beklentilerinin üzerinde azalış göstererek 684 bine indi ve son 1 yılın en düşük seviyesine geriledi.
Analistler, işsizlik maaşı başvurularında geçen hafta yaşanan düşüşün iş gücü piyasasındaki toparlanmanın işaretçisi olduğunu, 1,9 trilyon dolarlık ekonomik destek paketinin geçmesi ve aşılama çalışmalarının etkisiyle başvuruların gelecek haftalarda azalmasının beklendiğini bildirdi.
ABD ekonomisinin 2020'nin çeyreğinde kaydettiği büyüme performansı da yüzde 4,1'den yüzde 4,3'e revize edildi.
Tahvil faizlerinin seyri de piyasaların odağındaki yerini korurken son birkaç gündür düşüş eğilimi gösteren ABD 10 yıllık tahvil faizleri yüzde 1,62 civarında seyretti.
Fed Başkanı Powell: Politika değişikliği 'kademeli' ve 'şeffaf' olacak
Fed Başkanı Jerome Powell, bankanın hedeflerinde önemli ilerlemeler sağlandıkça tahvil alımlarını azaltacaklarını belirterek, sürecin mümkün olduğunca kademeli ve şeffaflıkla gerçekleştirileceğini ifade etti.
ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Amerikan Ulusal Halk Radyosuna (NPR) verdiği röportajda, ortalama yüzde 2 enflasyon hedefine güçlü bir şekilde bağlı olduklarını yineledi.
Ekonomi toparlandıkça ve bankanın hedeflerine doğru önemli ölçüde ilerleme kaydedildikçe tahvil alımlarını azaltacaklarını belirten Powell, bunun uzun vadede faiz oranlarını yükseltmelerini de sağlayacağını ve sürecin mümkün olduğunca "kademeli" ve "şeffaflıkla" gerçekleşeceğini kaydetti.
Powell, ABD'nin bugünkü borç seviyesini sürdürülemez olmadığına işaret ederek, ülkenin borçlarını ödeyebileceğinden kuşku olmadığını dile getirdi.
Amerikalıların tüketici harcamaları şubatta azaldı
ABD'de kişisel gelirler şubatta aylık yüzde 7,1 ve kişisel tüketim harcamaları yüzde 1 azaldı. Beklenenden fazla azalış gösteren kişisel gelir ve harcamaların bu dönemde sırasıyla yüzde 7,3 ve yüzde 0,7 azalması öngörülüyordu.
ABD Ticaret Bakanlığı, şubat ayına ilişkin kişisel gelir ve tüketim harcamaları verilerini açıkladı. Buna göre, ülkede kişisel gelirler şubatta bir önceki aya kıyasla yüzde 7,1 azaldı.
Ocakta yüzde 10 azalış gösteren veriye ilişkin piyasa beklentisi, şubatta yüzde 7,3 azalması yönündeydi.
Amerikalıların kişisel tüketim harcamaları da şubatta aylık yüzde 1 azaldı. Kişisel tüketim harcamalarının ocak ayındaki yüzde 2,4’lük artış sonrasında yüzde 0,7 azalması bekleniyordu.
Kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi ise şubatta aylık bazda yüzde 0,2 ve yıllık bazda yüzde 1,6 arttı.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed) enflasyon göstergesi olarak dikkate aldığı çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksi de şubatta  aylık yüzde 0,1, yıllık bazda ise yüzde 1,4 yükseldi.
Gıda ve enerji kalemlerinin hesaplama dışı tutulduğu çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksindeki aylık ve yıllık değişimler, piyasa beklentilerinin altında kaldı.
Çekirdek kişisel tüketim harcamaları fiyat endeksinin bu dönemde aylık yüzde 0,5 ve yıllık yüzde 1,5 artması bekleniyordu.
ABD'den Filistin'e 15 milyon dolar 'korona' yardımı
ABD, işgal altındaki Batı Şeria ile abluka altındaki Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ile mücadele kapsamında kullanılmak üzere 15 milyon dolar insani yardım sağladığını açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "ABD hükümeti, Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilere 15 milyon dolar insani yardım yaptığını duyurmaktan memnuniyet duyuyor." ifadelerine yer verildi.
Açıklamada, bu yardımın ABD Uluslararası Kalkınma Ajansı (USAID) üzerinden yapıldığı ve Gazze ve Batı Şeria'da Katolik Yardım Hizmetleri örgütünün Kovid-19 ile mücadele faaliyetlerine destek olarak gittiği bilgisine yer verildi.
 Bu yardımla aynı zamanda iki bölgedeki acil gıda yardım faaliyetlerine de destek verildiği kaydedildi.
ABD'de ülke genelinde yapılan aşı sayısı 140 milyonu aştı
ABD'de Kovid-19'dan ölenlerin sayısı 548 bin 828'e ulaştı. Ülke genelinde yapılan aşı sayısı 140 milyonu aştı.
ABD'de yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı son 24 saatte 739 artarak 548 bin 828'e çıktı.
Kovid-19 verilerinin derlendiği Johns Hopkins Üniversitesi kayıtlarına göre, ülkede virüs tespit edilenlerin sayısı son 24 saatte 58 bin 461 artarak 30 milyon 219 bin 119'a yükseldi.
Virüs nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı ise son 24 saatte 739 artarak 548 bin 828'e ulaştı.
California 3 milyon 600 binden fazla vaka ve 58 bin 815 ölümle ülkede ilk sırada yer alırken bu eyaleti 2 milyon 779 binden fazla vakayla Texas ve 2 milyon 39 binden fazla vakayla Florida izliyor.
ABD'de Kovid-19 aşılama istatistiklerini takip eden Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezine (CDC) göre, ülke genelinde yapılan aşı sayısı 140 milyonu aştı.
Ülkede 91 milyondan fazla kişiye ilk doz, 50 milyon 141 bini aşkın kişiye ise ikinci doz Kovid-19 aşısı yapıldı.
Salgında vaka ve ölüm sayısında dünyada ilk sırada bulunan ABD'nin ardından 12 milyon 490 bini aşkın vakayla Brezilya ve 11 milyon 971 binden fazla vakayla Hindistan geliyor.
Kovid-19 kaynaklı can kaybında ise ABD'yi 310 bini geçen ölüm sayısı ile Brezilya, 201 bin 429 ölümle Meksika izliyor.
ABD'de endeksler pozitif kapandı
ABD'de endeksler, aşılama çalışmalarında sağlanan ilerleme ve ekonomik görünüme dair iyimserliğin etkisiyle gün boyu pozitif seyretti.
New York borsası, haftanın son işlem gününü yükselişle tamamladı. Kapanışta Dow Jones endeksi, 450 puanın üzerinde değer kazandı ve yüzde 1,39 artışla 33.072,88 puana çıktı. S&P 500 endeksi yüzde 1,67 artarak 3.974,74 puana ve Nasdaq endeksi yüzde 1,24 kazançla 13.138,73 puana yükseldi. S&P 500 endeksi kapanışta ulaştığı puanla rekor kaydetti.
Güne yükselişle başlayan endeksler, COVID-19 salgınında aşılama çalışmalarında sağlanan ilerleme ve ekonomik görünüme dair iyimserliğin etkisiyle gün boyu pozitif seyretti.
ABD Merkez Bankası'nın (Fed), dün, bankaların hisse geri alımı ve temettü ödemeleri yapmalarına yönelik uygulanan kısıtlamaların, stres testinin sonuçlarına göre "çoğu firma" için 30 Haziran'da kaldırılacağını duyurmasının ardından özellikle bankacılık hisseleri değer kazandı.
Ülkenin büyük bankalarından JPMorgan'ın hisse değeri yüzde 1'in üzerinde artarken, Bank of America'nın yüzde 3'e yakın yükseldi.
Öte yandan, ABD'de bugün açıklanan verilere göre, Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, martta beklenenden fazla yükseliş göstererek aylık 8,1 puan artışla 84,9 değerine çıktı ve son 1 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
Ülkede kişisel gelir ve harcamalar ise şubatta düşüş kaydetti. Amerikalıların kişisel gelirleri şubatta aylık yüzde 7,1 azalırken, kişisel tüketim harcamaları yüzde 1 düştü.
Tahvil faizlerinin seyri de piyasaların odağındaki yerini korurken, hafta içinde düşüş eğilimi gösteren ABD 10 yıllık tahvil faizleri bugün yüzde 1,67'ye kadar tırmandı.
ABD'de tüketici güveni son bir yılın en yüksek seviyesinde
ABD'de Michigan Üniversitesince ölçülen tüketici güven endeksi, martta beklenenden fazla yükseliş göstererek aylık 8,1 puan artışla 84,9 değerine çıktı ve son 1 yılın en yüksek seviyesine ulaştı.
ABD'de Michigan Üniversitesi, Amerikalı tüketicilerin eğilimleri doğrultusunda hazırladığı mart ayına ilişkin tüketici güven endeksi nihai verilerini açıkladı. Buna göre, tüketici güveni martta bir önceki aya kıyasla 8,1 puan artarak 84,9 değerine yükseldi.
Mart 2020'den bu yana en yüksek seviyeye ulaşan ve piyasa
beklentilerini geride bırakan tüketici güveninin 83,6 değerini alması öngörülüyordu.
Söz konusu veri yukarı yönlü revize edilirken, mart ayına ait öncü veri 83 olarak açıklanmıştı.
Endeks, şubatta ise 76,8 seviyesinde gerçekleşmişti.
Amerikalıların şu anki finansal koşullara yönelik değerlendirmesini ölçen mevcut ekonomik koşullar endeksi, martta aylık 6,8 puan artarak 93'e çıktı.
Tüketicilerin uzun vadeli öngörülerini yansıtan tüketici beklentileri endeksi ise aynı dönemde aylık 9 puanlık artışla 79,7'ye yükseldi.
Açıklamada görüşlerine yer verilen başekonomist Richard Curtin, ekonomik desteğin sağlanması ve beklenenden hızlı ilerleyen aşı çalışmalarının etkisiyle tüketici güveninin mart sonlarında artmaya devam ettiğini ve son 1 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını belirtti.
Euro Bölgesi'nin ilk yarıda daralması bekleniyor
ECB Başkan Yardımcısı Guindos, Euro Bölgesi ekonomisinin yılın ilk yarısında büyük olasılıkla daralacağını söyledi.
Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkan Yardımcısı Luis de Guindos, Euro Bölgesi ekonomisinin 2021 yılının ilk yarısında daralmasını beklediğini söyledi.
Guindos, Euro Bölgesi'nin yüksek bir sayıda vatandaşını COVID-19'a karşı aşılamada başarılı olması halinde ekonomide yılın ikinci yarısında "güçlü" bir toparlanmanın beklendiğini de vurguladı.
Konuşmasında ECB'nin yaptığı müdahalelerin bazı ülkelerin borç krizinden kaçınabilmelerine yardım ettiğini de ifade eden Guindos, Euro Bölgesi'nde enflasyonun ocak ve şubatta beklenenden hafif şekilde daha yüksek olduğunu da söyledi.
Schnabel: ECB destekleri olgunlaşmış bir krizi engelledi
ECB Yönetim Kurulu üyesi Isabel Schnabel, Euro Bölgesi'nde ekonomik görünüm ve enflasyon görünümünün "kayda değer şekilde" kötüleşmesine rağmen, ECB'nin yaptığı müdahalelerin COVID-19 salgınının neden olduğu halk sağlığı krizinin olgunlaşmış, tam olarak gelişmiş bir finansal krize dönüşmesini engellediğini söyledi.
ECB'nin Pandemi Acil Alım Programı (PEPP) ile benzeri görülmemiş maliye ve para politikası desteğini zorladığını, teşvik ettiğini belirten Schnabel, bu adımların oldukça olumlu finansal şartları başarılı şekilde sağladıklarını vurguladı. Schnabel, "Enflasyonun uzun bir dönem ısrarcı ve tekrarlayan şekilde aşağı yönlü şaşırtmasından sonra, piyasalar artık enflasyonun önceden beklenenden daha güçlü şekilde yükselmesi riskini dışlamaz hale geldiler" diye konuştu.
ECB'nin niyetinin tüketim ve yatırımları öne çekmek için teşvikler sağlamak üzere faizleri düşürmek olduğunu belirten Schnabel, Banka'nın krizin sosyal ve ekonomik maliyetlerini azaltmakta üzerine düşeni yaptığını belirtti. Schnabel, "Fiyat istikrarına bağlılığımızın yönlendirdiği desteği ekonomiye güçlü ve etkili şekilde sağlamaya devam edeceğiz" dedi.
Schnabel ayrıca, ECB'nin varlık alımlarında odak noktasının tahvil alım hacminden tahvil fiyatlarına kaymakta olduğunu söyledi ve “Olumlu finansman şartlarını sağlamama taahütümüz odak noktası varlık alımlarını miktarından, varlıkların fiyatına, ülkelerin, şirketlerin ve hanehalklarının kredilere erişebilecekleri şartlara doğru kaydı" dedi.
ECB'nin şimdi getiri eğrisi kontrolü ile uğraştığı yönündeki değerlendirmeleri ise reddeden Schnabel, "Olumlu finansal şartların sağlanması bir konsept ve getirilerin ekonomik şartlara paralel gelişmesini arzu edilir" dedi.
S&P: Euro Bölgesi bu yıl yüzde 4,2 büyüyecek
Standard & Poor's, Asya-Pasifik bölgesinin 2021 yılı büyüme tahminini ise yüzde 6,8'den 7,3'e çıkardı.
Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Standard & Poor's (S&P), Euro Bölgesi'nin bu yıl yüzde 4,2 ve gelecek yıl yüzde 4,4 büyüyeceğini öngördü.
S&P'den yapılan açıklamada, Euro Bölgesi'ndeki elverişli finansman koşullarının revize edilen tahminin temelini oluşturduğu aktarıldı.
Açıklamada, Euro Bölgesi büyümesinin bu yıl yüzde 4,2 ve 2022'de yüzde 4,4 olacağının tahmin edildiği belirtildi.
Asya-Pasifik bölgesi ve ABD'deki hızlı toparlanmanın bu yıl Euro Bölgesi'ndeki toparlanmayı hızlandırmaya devam edeceğine işaret edilen açıklamada, bölgede bu yaz iyileşmenin beklendiği, aşılamanın arttıkça ekonomik faaliyete yönelik kısıtlamaların sona ereceğinin varsayıldığı kaydedildi.
S&P'nin Asya-Pasifik bölgesindeki ekonomik toparlanmaya ilişkin açıklamasında ise hızlı küresel büyümenin Asya-Pasifik'in toparlanmasını artıracağına vurgu yapıldı.
Bölgedeki toparlanmanın ABD'deki teşvikler ve daha güçlü küresel taleple destekleneceğine işaret edilen açıklamada, Asya-Pasifik bölgesi için 2021 yılı büyüme tahmininin yüzde 6,8'den 7,3'e çıkarıldığı hatırlatıldı ve ekonomik faaliyetin Çin, Yeni Zelanda, Tayvan ve Vietnam'da salgın öncesi seviyelerde olduğu aktarıldı.
Avustralya, Japonya ve Kore'de ise ekonomik faaliyetin 2021'in ortasına kadar salgın öncesi seviyelere ulaşacağı belirtilen açıklamada, Hindistan'ın da son aylarda keskin bir toparlanma gösterdiği ifade edildi.
25.03.2021 tarihinde Adile Sultan Kasrı’nda yapılan 33. Olağanüstü Genel Kurul Seçiminde, Kurumumuz Başkan Yardımcısı SüleymanE. Sanlı, TABA-AmCham’in yeni dönem Başkanı olarak genel kurulumuz ve yönetimimizin güven ve teveccühü ile seçilmiştir.
Amerika ve Türkiye arasında köprü görevi olan ve iki ülke ticaretinin gelişime katkı sağlayan TABA-AmCham, yeni dönemde de ticareti hızlandıracak projeler ile liderliğimizde değerli yönetim kurulumuz ile ülkemiz ekonomisine katkılar sunmaya devam edeceğiz.
Birlik ve beraberlikten doğan başarının kurumumuz nezdinde ülkemize faydalı olması dileklerimizle; Kurumumuza ve ekibimize duydukları güven ve teveccühleri için tüm değerli üyelerimize teşekkür ederiz.
Yönetim Kurulu Başkanımız Sn Süleyman E. SANLI TABA-AmCham'in yeni dönem Başkanı olarak seçildi.
SGK prim yapılandırmasının ilk ödemesi için son tarih 31 Mart
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk: - "Yapılandırma için e-Devlet, e-SGK ve sosyal güvenlik merkezlerimize 2,1 milyon vatandaşımız başvurdu. Yapılandırılan toplam alacak 101 milyar lirayı aştı ve bugüne kadar 7,4 milyar lira tahsilat gerçekleştirildi" dedi.
Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) prim yapılandırmasının peşin ve ilk taksit ödemeleri için son günün 31 Mart olduğunu hatırlattı.
Selçuk, yazılı açıklamasında, SGK prim borçlarını yeniden yapılandırarak, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sürecinde vatandaşların üzerlerindeki yükleri hafiflettiklerini belirtti.
Bu kapsamda, 30 Aralık 2020'deki Cumhurbaşkanı Kararı ile SGK yapılandırma başvurusunun daha fazla vatandaşın faydalanması 1 Şubat 2021'e, ödeme süresinin ise 31 Mart 2021'e kadar uzatıldığını anımsatan Selçuk, şunları kaydetti:
"Söz konusu düzenleme ile sigorta primleri, Genel Sağlık Sigortası primi (GSS), işsizlik sigortası primi, idari para cezaları, iş kazası, meslek hastalığı, malullük ve vazife malullüğü sonucunda doğan rücu alacaklar, yersiz ödenen gelir ve aylıklardan doğan alacaklar ve Bağ-Kur sigortalılarının daha önce durdurulan hizmet sürelerinin ihyası halinde doğacak alacaklar yeniden yapılandırıldı. Yapılandırma için e-Devlet, e-SGK ve sosyal güvenlik merkezlerimize 2,1 milyon vatandaşımız başvurdu. Yapılandırılan toplam alacak 101 milyar lirayı aştı ve bugüne kadar 7,4 milyar lira tahsilat gerçekleştirildi."
BAĞ-KUR PRİM BORÇLARI SİLİNEBİLECEK
SGK borç yapılandırmasının, Bağ-Kur'lulara da önemli avantajlar getirdiğini aktaran Selçuk, "Bağ-Kur sigortalılarının daha önceki kanunlarla durdurulan hizmet sürelerine ilişkin prim borcu asılları, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) ile güncellendi. 31 Mart 2021'e kadar ödemeleri halinde, durdurulan hizmet süreleri ihya edilecek." ifadesini kullandı.
GSS BORÇLARINA ÖDEME KOLAYLIĞI
GSS prim borçlarının ise 30 Nisan 2021'e kadar peşin veya taksitler halinde ödenmesi durumunda gecikme cezasının ve zammının tamamının silineceğini belirten Selçuk, şöyle devam etti:
"GSS sigortalısı olanlardan daha önce hiç gelir testine başvurmayanların ise 31 Mart 2021'e kadar gelir testine başvurmaları halinde GSS primleri, gelir testi sonucuna göre başlangıç tarihinden itibaren güncellenebilecek. Gelir testi sonucunda aynı hanede yaşayan ve aile içindeki geliri asgari ücretin üçte birinden az olduğu tespit edilenlerin prim borçları silinecek ve primleri devlet tarafından ödenecek."
ALACAKLAR Yİ-ÜFE İLE GÜNCELLENDİ
Açıklamada, SGK yapılandırması kapsamında alacakların gecikme cezası ve zammı yerine Yİ-ÜFE ile güncellendiği, peşin ödemelerde hesaplanan Yİ-ÜFE'nin yüzde 90'ının, iki taksitle ödemede yüzde 50'sinin silindiği bilgisi de paylaşıldı.
Ayrıca taksitle ödemeyi tercih edenler için ikişer aylık dönemlerde 6, 9, 12 ve 18 eşit taksitle ödeme imkanının getirildiği, daha önce uygulanan hacizlerin, bu kanuna göre yapılacak ödemeler nispetinde kaldırıldığı da anımsatıldı.
Lojistik dünyasının gündemini değiştirdi!
Dünyanın en önemli kanallarından biri olan Mısır'daki Süveyş Kanalı'nda Evergreen isimli konteyner gemisinin karaya oturması sonucu deniz trafiği durdu. Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı, Orta Doğu'dan Avrupa'ya giden LNG kargoları ve Akdeniz'den Asya'ya giden bazı kargolar için ana rota konumunda bulunuyor.
Akdeniz ile Kızıldeniz'i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı'nda yaşanan gemi kazası sonrası kanalın süresiz olarak deniz trafiğine kapanması Avrupa'ya sıvılaştırılmış doğal gaz (LNG) sevkiyatını zora sokuyor.
Norveç merkezli enerji araştırma kuruluşu Rystad Energy'nin verilerinden derlenen bilgilere göre, dünyanın en yoğun ticaret rotalarından biri olan Süveyş Kanalı'nın LNG ticareti için stratejik önemi bulunuyor.
Kanal, Orta Doğu'dan Avrupa'ya giden LNG kargoları ve Akdeniz'den Asya'ya giden bazı kargolar için ana rota konumunda bulunuyor.
Geçen yıl kanal üzerinden Katar'dan Avrupa'ya haftada ortalama beş adet olmak üzere toplam 260'a yakın LNG kargosu gönderildi.
Merkezi İskoçya'da bulunan araştırma ve danışmanlık şirketi Wood Mackenzie verilerine göre ise Süveyş Kanalı küresel LNG ticaretinin yüzde 8'ini oluşturuyor.
Kanalda karaya oturarak deniz trafiğinin durmasına neden olan dev "The Ever Given" gemisini kurtarma çalışmaları devam ederken, kanalın birkaç hafta boyunca kapalı kalma ihtimali, Avrupa'ya giden LNG kargoları için büyük risk oluşturuyor.
Halihazırda, nisanın ilk haftasında Avrupa'daki LNG terminallerine varması planlanan ancak şu anda Süveyş Körfezi'nde Akdeniz'i geçmeyi bekleyen 3 dolu LNG gemisi bulunuyor.
Ayrıca, Umman Denizi'nden Süveyş Kanalı'na giden 1 milyon metreküp kapasiteli iki geminin daha mevcut şartlar altında Avrupa'ya ulaşması zor görünüyor.
"İki haftalık kapanma 2 milyon metreküp LNG sevkiyatını durdurabilir"
Rystad Energy Doğal Gaz ve Elektrik Piyasaları Başkanı Carlos Torres Diaz, yaptığı açıklamada, Avrupa'da artan hava sıcaklıklarıyla doğal gaz talebinin azalmaya başladığını ancak kıtada düşük yer altı depolama seviyelerini yenilemek için sürekli LNG tedarikine ihtiyaç olduğunu belirtti.
Süveyş Kanalı'ndan haftada ortalama 5 geminin geçtiğini ifade eden Diaz, "2 haftalık bir kapanma yaklaşık 2 milyon metreküp LNG'nin Avrupa'ya teslimatını erteleyebilir. En kötü senaryo olan 4 haftalık bir kapanmada ise yaklaşık 4 milyon metreküp kargo teslimatı gecikmiş olacak." bilgisini paylaştı.
Diaz, güzergahın bir hafta içinde geçişlere hazır duruma gelmesi halinde dahi kanalı geçmek için uzun bir gemi kuyruğu oluşacağını söyledi.
Bu nedenle güzergahın normal akışına dönüşünün zaman alacağını ifade eden Diaz, "Dahası, bu rotanın açılması ne kadar uzun sürerse, gemi kuyruğu da o kadar uzun olacaktır." diye konuştu.
"Rusya karlı çıkabilir"
Diaz, Rusya'nın Avrupa'ya boru hattıyla gaz arzının şu an maksimum kapasitesinin altında olduğunu anımsatarak, "Rusya'nın gaz arzı bu süreçte esneklik sağlamaya yardımcı olabilir. Mevcut durumdan en çok kimin fayda sağlayacağına bakarsak, sorunun çözüldüğünü görmek için acele etmeyen ülkenin kesinlikle Rusya olduğunu söyleyebiliriz. Normalde, Avrupa'nın ikinci en büyük gaz tedarikçisi olan Norveç de bu durumdan bir kazanç sağlayabilirdi ama boru hattı sistemi şu an neredeyse maksimum kapasitede çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
ABD'nin gaz üretiminde görülen aylık artışa da dikkati çeken Diaz, "Bu artış ülkedeki üreticilere böyle bir nakliye yolu krizinde bazı siparişleri güvence altına almak için bir fırsat oluşturuyor. Gemiler, daha maliyetli olan Afrika'yı dolaşarak Avrupa'ya ulaşmak yerine, ABD'nin LNG ihracat tesislerinden Avrupa'ya daha hızlı sevkiyat yapılabilecektir." dedi.
"Fiyatlar üzerindeki etkisi daha az hissedilecek"
 Wood Mackenzie Başanalisti Lucas Schmitt de kanalın birkaç gün içinde açılması durumunda kapanmanın LNG piyasası üzerindeki etkisinin kısıtlı olacağını söyledi.
Schmitt, sürecin uzaması halinde ise geçen ay Panama Kanalı rotalı kargolarda yaşanan gecikmelere benzer bir sürecin yaşanabileceğini, bunun da piyasa üzerindeki etkisinin büyük olacağını ifade etti.
Söz konusu olayın küresel LNG fiyatlarına yansımasını da değerlendiren Schmitt, "Bu olayın zamanlaması dikkate alındığında, LNG pazarında ara sezona girildiği için kapanmanın fiyatlar üzerindeki etkisi daha az hissedilecektir." diye konuştu.
Ne olmuştu?
Dünyanın en önemli su yollarından biri olan Süveyş Kanalı'nda 24 Mart'ta dev bir konteyner gemisi ülkede yaşanan kum fırtınası ve kötü hava koşulları neticesinde görüş mesafesinin düşmesi nedeniyle kıyıya çarparak kaza yapmıştı.
"The Ever Given" isimli geminin dar kanalda enlemesine sıkışarak geçiş yolunu kapatması sonucu kanalda uzun gemi kuyrukları oluşmuş ve deniz trafiğinin durması nedeniyle ham petrol ve LNG sevkiyatlarında aksamalar yaşanmıştı.
Süveyş Kanalı İdaresi, aynı gün deniz trafiğinin normale döndüğünü açıklamış ancak 25 Mart'ta geminin yeniden hareket edene kadar Süveyş Kanalı'ndaki seyrüsefer trafiğinin askıya alındığını duyurmuştu.
Söz konusu geminin sahibi Japon firma da 26 Mart'ta yaptığı açıklamada, geminin yeniden yüzdürülmesine yönelik girişimlerde "zorluklarla karşılaşıldığını" bildirmişti.
IMF: Euro Bölgesi bankaları dirençli
IMF, Euro Bölgesi'ndeki bankaların sermaye oranlarındaki düşüşe rağmen COVID-19 salgının olumsuz etkilerine dayanacak ve ekonomik toparlanmayı finanse edecek kadar sermayeye sahip olduğunu bildirdi.
Uluslararası Para Fonu (IMF), Euro Bölgesi'ndeki bankaların sermaye oranlarındaki düşüşe rağmen COVID-19 salgının olumsuz etkilerine dayanacak ve ekonomik toparlanmayı finanse edecek kadar sermayeye sahip olduğunu bildirdi.
IMF, COVID-19 krizinin Euro Bölgesi bankalarının sermayesi üzerindeki etkisini analiz eden "COVID-19: Avrupa Bankaları Nasıl Ücretlendirecek?" başlıklı araştırma raporunu yayımladı.
Raporda, "Temel sonuçlar, sermaye oranlarında önemli düşüşe rağmen, bankaların şoka karşı genel olarak dirençli kaldığını göstermektedir." değerlendirmesinde bulunuldu.
Salgının bankaların sermayesini önemli ölçüde tüketirken tamponlarının krizin olası etkilerine dayanacak kadar büyük olduğuna işaret edilen raporda, doğru politikalarla bankaların yeni kredilerle toparlanmayı destekleyebileceği vurgulandı.
Raporda, krizin bankalar üzerindeki etkisinin şimdiye kadar sınırlı kalmasına rağmen, ekonomide uzun süreli toparlanma sürecinde sermaye baskılarının artabileceği vurgulandı.
IMF raporunda, politika desteğinin sürdürülmesi halinde toplam sermaye oranının 2021 sonunda yüzde 14,7'den yüzde 13,1'e düşmesinin beklendiği kaydedildi.
Politikaların sermaye erozyonunun hem kapsamını hem de değişkenliğini azaltmada son derece önemli olduğunun altı çizilen raporda, özellikle iyi politikaların makroekonomik şok ile banka sermayesi arasındaki bağı önemli ölçüde zayıflatabileceği aktarıldı.
Raporda, sermaye yardım, borç moratoryumu, kredi garantileri, iflasın ertelenmesinin yanı sıra hibe desteği ve vergi indirimi gibi politikaların önemi vurgulandı.
Bankaların kredi verme kapasitelerini korumak için kademeli olarak sermaye tamponları oluşturmalarına izin verilmesi gerektiğine işaret edilen raporda, temettü ödemeleri ve hisse geri alımları üzerindeki kısıtlamaların toparlanma sağlanana kadar sürdürülmesi gerektiği belirtildi.
Bomaksan, yeni fabrikasıyla kapasitesini 4 katına çıkaracak
Endüstriyel havalandırma, toz toplama, gaz arıtımının yanı sıra filtrasyon cihazları üretimi yapan Bomaksan, 2021 yılında yeni fabrikaya geçmesiyle üretim kapasitesini 4 katına çıkarmayı planlıyor.
MEHMET HANİFİ GÜLEL
Yeni fabrikalarının 12 bin metrekare kapalı 3 bin metrekare açık olmak üzere toplam 15 bin metrekare bir alana sahip olacağını kaydeden Bomaksan Genel Müdürü R. Bora Boysan, “1986 yılında Konya’da kurulan firmamızda şu an 70 kişiyi istihdam ediyoruz. Fabrikamızda metal sac işlemeye yönelik her türlü ekipman bulunduğundan siyah sac olarak giren hammadde, makine olarak çıkıyor. Geçen yıl toplam bin ton sac işledik. Son beş yılda sadece makine, takım/tezgah, donanım ve ekipmana 500 bin Euro yatırım yaptık” dedi.
HVAC sektöründe tesisat mühendisliği alanında sistem tasarımından uygulamaya, satış sonrası servisten bakım hizmetlerine kadar tüm süreçlerde çözümler sunduklarını ileten Boysan, “Çeşitli endüstriyel tesislerin toz, gaz ve duman problemlerine yönelik jet-pulse filtreler, santrifüj fanlar, siklonlar ve yağ buharı filtreleri üretiyoruz. Ayrıca gaz arıtımı alanında da hizmet veriyoruz” açıklamasında bulundu.
TÜBİTAK desteği ile Ar-Ge çalışmaları yapıyor.
Türkiye’de endüstriyel toz toplama ve filtrasyon alanına odaklanan ve geniş ürün gamına sahip olan başka bir firmanın bulunmadığını ileten Boysan, endüstriyel toz toplama, duman emiş ve gaz arıtımı ile ilgili 15 çeşit ürünlerinin bulunduğunu söyledi. Bu ürünlerden 5’i standart ürünler olup, her birinin altında 6’şar model daha yer aldığının bilgisini veren Boysan, şöyle devam etti: “Diğer ürünlerimiz ise müşteri ihtiyaçlarına göre özelleştirilebilen ürünlerden oluşuyor. Ayrıca BOA AIR markamızla geliştirdiğimiz temiz hava dolabı da piyasaya yeni sunduğumuz ürünler arasında bulunuyor. Yakın zamanda BOA ürün ailesini genişletmek ve alternatif sterilizasyon teknolojileri ile donatmak adına Ar-Ge çalışmalarımız da devam ediyor. Bunun yanı sıra toz toplama alanında TÜBİTAK desteği alan tek Ar-Ge projesini yine Bomaksan olarak biz gerçekleştirdik. Yaptığımız geliştirme sayesinde ürünlerimizin enerji tüketimini azaltarak önemli bir avantaj sağladık.”
Boysan, BOA AIR temizlik ürünleri dışında endüstriyel alanlar için geliştirdikleri 3 yeni ürünü de önümüzdeki aylarda piyasaya süreceklerini duyurdu.
Ciroda yüzde 50 büyüme hedefi
2019 yılının hedefl erinin üzerine çıktıkları bir yıl olduğunu aktaran Bora Boysan, ihracatlarını yüzde 400 oranında artırmanın yanı sıra Türk firmaların yurt dışındaki birçok projesinde de çözüm ortağı olarak yer aldıklarını iletti. Bugün halihazırda 19 ülkeye ihracat yaptıklarını açıklayan Boysan, “Ciromuzun yüzde 25’ini ihracat oluşturuyor. Bu payı önümüzdeki 5 yıl içinde yüzde 70’e çıkarmayı, 2020’yi ise ihracatta yüzde 200 oranında artışla kapamayı hedefl iyoruz. Firma olarak son 5 yıldan bu yana her yıl ortalama yüzde 50 büyüme oranına sahibiz. 2019 yılını 20 milyon TL ciro ile kapattık. Bu yılı da yüzde 50 ciro artışıyla kapamayı hedefl iyoruz. Yeni dönemde hedef pazarlarımız arasında Polonya, Türk Cumhuriyetler, Rusya, AB ve Kuzey Afrika ülkeleri bulunuyor” dedi.
Tat Bakliyat, yeni yatırımıyla bulgurda en büyük üretici olacak
Tat Bakliyat, 15 milyon dolarlık tesis yatırımıyla günlük mercimek ve bulgur üretim kapasitesini iki kat artıracak.
Tat Bakliyat Genel Müdürü Tuba Memiş, yeni yatırımın devreye girmesiyle birlikte bulgurda Türkiye'nin en büyük üreticisi olacaklarını söyledi.
MEHMET NABİ BATUK-MERSİN
Memişoğlu Grup bünyesinde faaliyet yürütenTat Bakliyat, ikinci bulgur ve mercimek fabrikası yatırımını yılsonunda faaliyete geçirecek. 15 milyon dolara mal olacak tesis ile Tat Bakliyat, günlük mercimek ve bulgur üretim kapasitesini iki kat artıracak. Şirket yeni yatırımı ile rekor üretim için de gün sayıyor. Tat Bakliyat Genel Müdürü Tuba Memiş, yeni yatırımın devreye girmesiyle birlikte bulgurda Türkiye'nin en büyük üreticisi olacaklarını söyledi.
Mersin Tarsus Organize Sanayi Bölgesi’nde 15 milyon dolar bütçeyle inşası süren ikinci bulgur ve mercimek fabrikalarını yıl sonunda üretime almayı hedefl ediklerini aktaran Tat Bakliyat Genel Müdürü Memiş, fabrikaların faaliyete alınması ile günlük mercimek üretim kapasitelerinin 250 tondan 500 tona, günlük bulgur üretim kapasitelerinin de 300 tondan 600 tona çıkacağını belirtti. Memiş, “Yeni bulgur fabrikası yatırımımızla Türkiye’nin en büyük kapasiteli bulgur üreticisi olacağız. Ayrıca satış ve üretim kapasitemiz yüzde 40 daha da büyüyecek” dedi.
Yılın ilk 6 ayında iç ve dış satışlarını yüzde 90 oranında artırdıklarını belirten Tuba Memiş, üretimlerini daha çok iç pazara yönlendirdiklerini özellikle discount marketlerden yüksek siparişler aldıklarını kaydetti. Dış pazarlarda da başta İtalya, Almanya ve İngiltere olmak üzere tüm Avrupa ülkelerinden yoğun bir talep aldıklarını kaydeden Memiş, “Özellikle mart, nisan, mayıs aylarında aldığımız siparişlerde yüksek artış oldu. Yılın ilk 6 ayında toplam 245 bin ton ürünü pazarlarımıza ulaştırdık. Üretim maliyetlerimiz pek çok kalemde artmasına rağmen fiyatlara zam yapmadık” diye konuştu. 82 ülkede dağıtım ağı bulunan Tat Bakliyat, 2019'da yüzde 70 büyüyerek 100 milyon dolar ihracat gerçekleştirdi. İstanbul Sanayi Odası tarafından açıklanan İSO 500 2019 Listesi’nde 212’nci sırada yer aldık larını da belirten Tuba Memiş, “BM üzerinden uluslararası yardım faaliyetleri yürüten yardım kuruluşlarının da en büyük tedarikçilerindeniz" dedi.
Yalova’nın Avrasya OSB’si yüzde 45 doluluğa ulaştı
Hazır giyim, tekstil ve lojistik sektörünün öncü isimlerinin bir araya gelerek 2,5 milyar liralık yatırımla hayata geçirdiği Avrasya Organize Sanayi Bölgesi (OSB); parsel bazında yüzde 42; alan olarak da yüzde 45 doluluğa ulaştı.
BARIŞ SEDEF/İSTANBUL
Hazır giyim, tekstil ve lojistik sektörünün öncü isimlerinin bir araya gelerek 2,5 milyar liralık yatırımla hayata geçirdiği Avrasya Organize Sanayi Bölgesi (OSB); parsel bazında yüzde 42; alan olarak da yüzde 45 doluluğa ulaştı. Mülkiyet sorunu olmayan Avrasya OSB’de, ikinci derece teşvik avantajlarına ek olarak, OSB olması nedeniyle üçüncü bölge teşvik avantajlarından da faydalanılabiliyor. Nivak Grup CEO’su ve Avrasya OSB Müteşebbis Heyet Üyesi Aykut Küçük, Avrasya OSB’de parselasyon işlemlerinin tamamlandığına işaret ederek, “Toplam 193 parsele sahip olduğumuz bölgede metrekare bazında yüzde 45 doluluk oranına ulaştık. OSB’de kısmen de olsa firmalar faaliyetlerine başladı. Şu anda bölgede bin kişiye istihdam sağlanırken OSB’deki diğer firmaların tamamen faaliyete geçmesiyle birlikte bu rakamın 20 binleri bulmasını bekliyoruz” dedi.
Bölgede, 42 parselde yatırım sürecinin devam ettiğini söyleyen Küçük, kalan parsellerde ise firmaların en kısa sürede yatırıma başlayacaklarını ifade etti. Aykut Küçük, parsel alanlarının 3 bin 500 ila 250 bin metrekare arasında değiştiğini belirterek, “LC Waikiki’nin Türkiye’deki en büyük operasyon merkezi Yalova’da olacak. Bölgedeki faaliyetlerimizi şimdilik kısmen sürdürüyoruz fakat bir ay içerisinde tamamen faaliyete geçeceğiz. OSB’mizde resmi süreçlerini tamamlayan ve inşaata başlayan firmalarımız bulunuyor. Yatırım yapıp faaliyete geçmek isteyen firmalarımız için Avrasya OSB olarak önemli avantajlar sunuyoruz” diye konuştu.
Yatırım konusunda Yalova’yı seçmelerinin, arsa maliyeti ve lokasyon avantajları başta olmak üzere birçok alanda kendilerine önemli fırsatlar sağladığını kaydeden Aykut Küçük, “Bölgeyi seçmemizin en büyük nedeni buranın hem İstanbul hem Bursa hem de Kocaeli gibi büyük kentlere yakın olması. Ayrıca deniz, hava ve karayollarının birleşme noktasında yer alması da bu lokasyonu yatırım açısından cazip kılıyor” dedi. Yalova’nın Osmangazi Köprüsü’nün geçiş güzergahında yer almasının birçok kente erişimde kolaylık sağladığını söyleyen Küçük, “Büyükşehirlerde arsa maliyetleri yatırım yapmayı zorlaştırırken, Avrasya OSB içerisindeki arsa fiyatları çevre kentlere nazaran çok cazip. Bu açıdan da yatırım yapmak isteyenlerin değerlendirmesini öneririm” şeklinde konuştu.
Avrasya OSB olarak bölgeye 2,5 milyar lira tutarında yatırım yaptıklarını belirten Küçük, “Yalova’ya ilk geldiğimizde işgücü piyasası konusunda çekincelerimiz oldu. Ancak bölgenin lojistik imkânlarını ele aldığımızda bu alanda çevre illerden personel temin edilebileceğini gördük” dedi. Çevre illerden kente getirilecek nitelikli işgücünün lojistik maliyetinin ulusal ölçekteki birçok firma için büyük bir maliyet oluşturmayacağının altını çizen Küçük, yakın lokasyondaki illerden gelecek personellerin yarım saatte Yalova’ya ulaşabileceklerini belirtti. Yılsonuna kadar altyapı çalışmalarını tamamlamayı planladıklarını dile getiren Aykut Küçük, Yalova ve çevre illerden parsel tahsisleri konusunda ciddi talepler aldıklarını da sözlerine ekledi.
Çeyrek altın ne kadar, bugün gram altın kaç TL?
GRAM ALTIN BUGÜN NE KADAR?
Dün 451 lira seviyelerine kadar yükselen altının gramı haftanın ilk işlem günü olan 29 Mart 2021 Pazartesi günü 446 liradan işleme alınıyor.
ÇEYREK ALTIN NE KADAR?
Aynı şekilde düşüşün gerçekleştiği bir başka altın türü olan çeyrek altın ise bugün 719 liradan alınıp 735 liradan satışa sunuluyor.
CUMHURİYET ALTINI NE KADAR?
Dönem dönem 3 bin lira seviyesine yakın seyreden cumhuriyet altını ise hafta açılışında 2 bin 929 liradan satışa sunulurken alış fiyatı ise 2 bin 853 lirada konumlanmış durumda.